beterin beteri var.
hayata dair sözler içimizden geçenler bi anda aklımıza gelenler kısacası okumalık bişeyler
30 Ocak 2013 Çarşamba
deşme derdimi
Neden ben? hep bu soruyu sorarız başımıza kötü olaylar geldikçe. O an sanılır ki sadece canı yanan biziz. Canı yanan o kadar çok insan var ki etrafta biz ne görmesini ne bakmasını biliyoruz. Her zaman halimize şükür edelim. Unutmayalım
Bence Böyle
Kaç mevsim bir umudun peşinden koşabilir insan. Kaç yılı harcayabilir inandığı şeyler uğruna. Bir hayatı yok etmeyi göze alabilir mi? ve bir daha yeniden bu dünyaya gelme ihtimali sıfırken. Uyanılan hangi sabahın doğru sabah olduğunu, hangi zamanın beklenen an olduğunu bilemeyince önceden, umutlar doğuyor kendiliğinden. Kendinizi adadığınız ne varsa uğrunda hayatınızı harcamanız dileğimle saygılar. (bu bir iyi dilektir, amaçsız geçecekse bir ömür, insan boşa doğar boşa ölür)
28 Ocak 2013 Pazartesi
27 Ocak 2013 Pazar
KAR
Bu sabaha uyanıp pencereden baktığımda yine o çocukluk heyecanımı yaşadım. Dışarısı bembeyaz olmuştu kırklareli de 3 yıl aradan sonra böyle güzel karyağdı. Tabi dolaşarak hemen bu güzelliğin tadını çıkardım. Şu hayatta en çok sevdiğim şeylerden birisidir karda dolaşmak. yaşımız gereği ciddi takılsak ta kar çocukmuşuz gibi hissettiriyor kendimizi. Hemen kartopu yapıyoruz yollarda kaymaya çalışıyoruz eğleniyoruz işte. Çocukken böyle karlı havalarda sabah çıkıtımı evden donana kadar girmezdik eve. sonrada soğuktan şişmiş uyuşmuş ellerimizi sobada ısıtmaya çalışırken ağladığımız bile olurdu. evet karda dolaşmak gezinmek eğlenceli ve çok zevkli. bide hayatın kötü yanları var. Bu havalarda yüce rabbim evsiz barksız sokakta olanların yakaçağı yiyeceği olmayanların yadımcısı olsun. Kalpleriniz Kar gibi beyaz ve temiz kalsın.24 Ocak 2013 Perşembe
belkide gözlerin olur bu dünyada gördüğüm son şey ve kapatırım gözlerimi gerçekten uykum geldi :)
— Ben DALİ değilim (@yasinoras) Ocak 24, 2013
sıkıntılarınızı hep delik cebinize koymayı unutmayın elinizde hep mutluluklar olsun
— Ben DALİ değilim (@yasinoras) Ocak 24, 2013
22 Ocak 2013 Salı
15 Ocak 2013 Salı
FENERBAHÇEM
Herşeyin herkesin bir hikayesi vardır. Bu hikaye benim FENEBAHÇE aşkım. Sanırım 4-5 yaşlarındaydım babamın başında bir bere vardı çok iyi hatırlıyorum. Bu hangi takım dedim babam FENERBAHÇE dedi. İşte o günden beridir ben FENEBAHÇE liyim. Hani birinin kandırmasıyla tutmadım FENERBAHÇE yi. O berede gördüğüm renklere vuruldum ben. Bu sarı lacivert sevda bambaşka. Bugün 27 yaşındayım hani silemezler ya tarihten ki olsa öyle bişey yinede fenerbahçeliyim. Sonsuza kadar yaşa FENERBAHÇE
14 Ocak 2013 Pazartesi
yazmak
Düşünmek gibi yazmak ta insanı özgür kılar . Yazmak düşünmenin ilerisidir. düşündüklerimizi paylaşmanın en etkili yolu yazmaktır. Düşünceler anlatılarakta paylaşılabilir ama en etkili yolu yine örnekliyorum Söz Uçar Yazı Kalır.
8 Ocak 2013 Salı
işler güçler den bi sahne
''Kardeşim, işte ne olursa olsun gene de özlüyor insan.
Hiç nefesini boş yere yorma Ahmet'im.
Neyini özlüyorum, Niye özlüyorum bilmiyorum ki, özlüyorum iste.
Hanı her hafta halı saha maçında yenilip, ertesi hafta gene o sahaya çıkmaya benziyor benimkisi.
Ben, ya oyunun kendisini seviyorum ya da maçı kaybetmeye o kadar çok alışmışım ki koymuyor artık.
Giden gidiyor ya kardeşim, sen zannediyor musun ki kalan kalabiliyor?
İlk o gidiyor lan. Gitme demiyon ya, ilk o gidiyor lan.
"parça parça olmuş gönlüm
kırılmış bir kadeh gibi yerde"
Nerede ne yapıyorlar acaba sevdiklerimiz, sevgililerimiz?
Onlar da bizim için "ne yapıyordur acaba" diyorlar mıdır lan?
Mutlulardır heralde.
Onlar mutlu olsunlar da.
Varlığımızla mutlu olamayanlar, yokluğumuzla mutlu olsunlar ki bi' sike yarasın gidişimiz.
"içkimizi hatırladım yan yana aynı masada
şimdi ne yapar kim bilir
hangi yerlerde dolaşır aaa"
Murat..
Yaşanan onca şeye,
Pay edilen ekmeğe,
Birlikte ilk defa dinlenen şarkılara,
Ceptekini üleştirmeye,
Başlı kıçlı yatmalara,
Damı akan odalarda kurulan hayallere,
İlk aşklara,
İlk reddedilişlere,
Salondaki çekyatta yattığımız eş dost gezmelerine,
Sırf ucuz olsun diye yediğimiz ketçaplı pilavlara lan,
Yoklukta içtiğimiz mantarı hep içine düşen şişesinden ucuz şaraplara,
Kaçak binilen trenlere,
Esnaf lokantalarına,
Görüşmediğimiz arkadaşlara,
Ayrıldığımız sevgililere,
Alayına isyan değil işte kardeşim, alayının şerefine içiyoruz lan! ''
Şerefe!
(((((((bu sahneyi izlemek isteyen link i tıklasın tavsiye ederim)))))
http://www.youtube.com/watch?v=KgBBUk9-OqM
Hiç nefesini boş yere yorma Ahmet'im.
Neyini özlüyorum, Niye özlüyorum bilmiyorum ki, özlüyorum iste.
Hanı her hafta halı saha maçında yenilip, ertesi hafta gene o sahaya çıkmaya benziyor benimkisi.
Ben, ya oyunun kendisini seviyorum ya da maçı kaybetmeye o kadar çok alışmışım ki koymuyor artık.
Giden gidiyor ya kardeşim, sen zannediyor musun ki kalan kalabiliyor?
İlk o gidiyor lan. Gitme demiyon ya, ilk o gidiyor lan.
"parça parça olmuş gönlüm
kırılmış bir kadeh gibi yerde"
Nerede ne yapıyorlar acaba sevdiklerimiz, sevgililerimiz?
Onlar da bizim için "ne yapıyordur acaba" diyorlar mıdır lan?
Mutlulardır heralde.
Onlar mutlu olsunlar da.
Varlığımızla mutlu olamayanlar, yokluğumuzla mutlu olsunlar ki bi' sike yarasın gidişimiz.
"içkimizi hatırladım yan yana aynı masada
şimdi ne yapar kim bilir
hangi yerlerde dolaşır aaa"
Murat..
Yaşanan onca şeye,
Pay edilen ekmeğe,
Birlikte ilk defa dinlenen şarkılara,
Ceptekini üleştirmeye,
Başlı kıçlı yatmalara,
Damı akan odalarda kurulan hayallere,
İlk aşklara,
İlk reddedilişlere,
Salondaki çekyatta yattığımız eş dost gezmelerine,
Sırf ucuz olsun diye yediğimiz ketçaplı pilavlara lan,
Yoklukta içtiğimiz mantarı hep içine düşen şişesinden ucuz şaraplara,
Kaçak binilen trenlere,
Esnaf lokantalarına,
Görüşmediğimiz arkadaşlara,
Ayrıldığımız sevgililere,
Alayına isyan değil işte kardeşim, alayının şerefine içiyoruz lan! ''
Şerefe!
(((((((bu sahneyi izlemek isteyen link i tıklasın tavsiye ederim)))))
http://www.youtube.com/watch?v=KgBBUk9-OqM
7 Ocak 2013 Pazartesi
sadece bir şiir
yoktu aklımdan bir zorum
zorum sevmekti
zordu ve beni çok yordu
dokunulmazdı kordu yüreğim
bir gün gittin durdu
durdu kalbim
şimdi toprak yerim
şimdi yerim derin
fakat içim serin
kalbim enson senin
mümkünse bana çocukluğumu verin
mümkünse sadece gidin
ben nasıl gittimse
yüzün asık olsa bile
benim için
içinden gülümse
gülümse benim bahçemde
biten
dalında olacak tabi diken
bu ateş herşeyi
eritirken
nasıl bukadar soğuksun
soğuksun çünkü
yoksun
yoksun çünkü
seni sevgiye doyurdum
yoksun çünkü toksun
şimdi herkez sussun
sadece içinden kendiyle
konuşsun
bil istedim
sonsun
Yasin ORAS
duygular
Biz nekadar yaşlanırsak yaşlanalım içimizdeki duygular hep genç kalacak
eskir herşey ama varmıdırki gerçek bir aşığa aşkın son kullanma tarihi
seni seviyorum demek her dilde farklıdır ama sevgiyle bakan göz dünyanın
her yerinde tanınır.ağlamak gibi gülmekte, hüzün gibi neşede her dilde
aynıdır işte. hasret özlem pişmanlık yaşlanırmı ki onlar yaşlanan biziz
duygular hep genç kalacak. Bi söz yazdım az önce
Ve gece yine çöktün tüm dertlere sitem etmiyorum sana güneş umuda doğsun diye
6 Ocak 2013 Pazar
KIRKLARELİ
KIRKLARELİ
Buralı olduğumdanmıdır
bilmem Kırklareli yi çok seviyorum. Başka şehirlere gidip geri geldiğimde oh be
diyorum evimdeyim. Öyle bi yer ki burası yolda gördüğünüz insanla aynı gün 2-3
kez karşılaşabilirsiniz. Gecenin kaçı olursa olsun sokaklarında rahatça
yürüyebilirsiniz. Fakat şöyle bi sıkıntı var, Twitter da Kırklareli hakkında
kötü yorumlara hatta küfürlere rastladıkça sinirleniyorum. Çoğuna tepkiyle
karşılık veriyorum ama bu ne kadar yeterli bilmiyorum. Anlam veremediğim nokta
hem buradan nefret ediyorlar hem de hala buradalar. Bence bu şerefsizlikten
başka bir şey olamaz. Beğenmeyip burada okuyorsun, beğenmeyip burada
çalışıyorsun afedersiniz ama buna yediğin kaba pislemek denir. Bu Kırklareliden
hazetmeyen arkadaşlar defolup gitsinler ama nerde sözüm ona silah zoruyla
tutuyorlar sanki. Evet büyük şehirlerde yaşayıp buraya gelince sıkıcı olabilir,
sıkılıcaksan gelmiceksin kardeşim. İyi ki Kırklareliliyim burayı seviyorum
sevmeyenede tek ricam DEFOLUN
4 Ocak 2013 Cuma
KON TİKİ
Bu akşam seyrettiğim bir film KON-TİKİ ve öğrendim ki gerçek bi olaymış 1947 de
Thor Heyerdahl ağaçtan yaptıkları salda 5 arkadaşıyla okyanusu 101 günde geçmiş
şimdi bu adam inandığı bir şeyi kanıtlamak uğruna ağaçtan yaptığı biR sal ile
okyanusa açılıyor ve sadece akıntıyı kullanıyor tamamen delilik
işte bize imkansız gelen herşeye cevabımız delilik yada saçmalık
mesele inanmak arkadaşlar sadece inanmak niye demişler sanıyorsunuz
inanmak başarmanın yarısıdır
1 Ocak 2013 Salı
Asla vazgeçme
belki kapısına kadar dayanmışsındır şansın bir adım kala dönmüşsen nerden bileceksin ki
nekadar sabretmen gerektiğini. vazgeçince asla bilemezsin ....-nekadar sabretmek gerektiğini öğrenenler; vazgeçmeyenlerdir-....
yıkılmak kolaydır kendini salıverirsin olur biter ama ayakta durabilmek zor olan budur işte hani derler ya zor oyunu bozar diye
işte bundandır tüm vazgeçişler
Kaydol:
Yorumlar (Atom)



