15 Temmuz 2013 Pazartesi

hayata dair..

Hiç bitmeyen hikayeler vardır. Hiç değişmeyen renkler. Kırılmayı da yeşermeyi de bekleyen umutlar. Solmaya yüz tutmuş çiçeklere bile bir umutla vermek can suyunu. Garantisi yokken bir saniye sonrasının hep yarına bırakmak sevgileri sevmeleri değerleri. Yarın ben yokum sen yoksun biz yokuz. Biz bugün varken önemli dünya hayat anlamlı. Yeri geldimi saniyelere bile sığdırmalı en değerli anları. Ufacık bir kar tanesiydi kirpiğimde duran, ufacık bir yağmur damlasıydı cama vuran. Yanlış zamanlardı kalpte sızlayan. Yasaklanmaktı, sınırlanmaktı ve uzanmaktı çok ötelere temiz düşlerle. Rüyaların zihnimizden esirgendiği gecelerdi yalnızlık. Hiç bilmeden habersiz olmaktı çaresizlik. Hep hayata sormaktı, hep yanıtsız kalmaktı. Bilmekti bazen eğen, deviren, geberten. Bazende yücelten mutlu eden. Bilmek istediğini, bilmek gibisi yok. Sandığın gibi sandığımız gibi. Hayra yorulan rüyalar, hayra yorulan olaylar, her işte bir hayır vardırın tohumlarıydı zamanlarımıza ektiğimiz. Ve sonrasında da  mahsulünü biçtiğimiz. Hatırda kalmaktır unutulmamak. Hatırlar kayboluncaya kadar hatırında kaldığımız son insan yok oluncaya kadar unutulmak yok.

11 Temmuz 2013 Perşembe

YAP-BOZ


Hiçbir karanlık hiçbir renk hiçbir ses hiçbir acı hiçbir tatlı...
Değil o kıyı, değil o dalgaların dövdüğü sahil...
SUS-lara bürünmeye hazır bir ömür... çırpınır, kanatları kırık gönül kuşu gibi... sır saklayamam
sırrım sen olunca... mürekkebi yakışmaz,  kötü sözler  yazar kağıda değen kalemim....
aklım bilmez, gönlüm düşünür... hiç haddi değilken.... bir kereliğine... GECE.. belki güneşe inat
karanlıkta kalmayı seçebilir..aklından düşmeyi geçirerek ama belki düşmem umuduyla
uçurum kenarında yürümek.. bu saçma nefes alış verişleri esnasında adına 
yaşamak dedikleri ve sahibini hiç memnun etmeyen gereksiz düşler üreten zihin oyunları.
barçalarını doğru birleştiremediğim bir yapbozda BOZ kısmını sana YAP-amayan kısmı bana
böyle paylaştık biz hayatı....
hepsi bukadardı.......


                                    Yasin ORAS

10 Temmuz 2013 Çarşamba

den hali

Yalın hali vardı aşkların en saf haliyle bildliğimiz. En önemli hallerindendi yalın hali. 2. Önemli hal ise den haliydi de halini çoktan yok ettiğini gösteriyordu ki herşey mişli geçmiş zamanın hikayesine gömülmüş bulunmaktaydı.  Den haline geldiğinde tüm haller halsizleşip yığılır yere tansiyon fırlar kurtulabilmek mucize.

9 Temmuz 2013 Salı

zamana karışmak

Bizi uzaklara alıp götüren şarkılar başkalarında da aynı etkiyi yapacak diye bir şey yok. Farklıdır herkesin notası. Herkesin güldüğü yerde ağlayan, herkesin ağladığı yerde gülebilen birileri vardır mutlaka. Farklılıklarımız sayesinde tamamlarız hep birbirimizi. Tek telden çalmaz ki hayat. Farklıdır herkesin notası. Hani şu çalan şarkılarda uzaklara gidebilmek var ya zamanda yolculuk yapmak yani zamana karışmak. Gözlerimizin daldığı yerden dünyada kaybolmak ve aynı yerde bulunmak. Elbet bir gün o gözlerimizin daldığı yerden çok uzaklara gidip bir daha hiç dönmeyeceğiz....

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Günün anlam ve önemi.......

Hayatımız bazen ışıltılı bir sahne, bazen viran terk edilmiş bir ev. Her günü her anı doyasıya yaşamak gerek. Genelde geleni gideni bitmez, sürekli değişir etrafımızdakiler. Kimisi varlığıyla, kimisi kalbiyle, düşleriyle yanımızdadır. Bu insanları bazen kazanır, bazen kaybederiz. Kimisi çok yakar içimizi. bazen de ruhumuz bile duymaz kimisinin gidişini. Kimisi dağıtır gider her yeri. Kimisi derli toplu bırakır, sanki bir süre sonra tekrar dönecekmiş gibi. Bazen mecburidir ayrılıklar, yanımızdan sessizce alır onu bize veren. Ve ölümle tanışırız. Anılarla ışık tutar geçmişimize sevdiklerimizi karanlıkta bırakmayız. Unutmak kelimesi kimsenin müfredatına giremez bence. Çünkü  ufacık bir tını ufacık bir his yeter geçmişi gözlerinin önüne sermeye. Unutmak tekrar hatırlayıncaya kadardır. Tekrar hatırlayıncaya kadar unuttuğum her ne varsa saygılar.......