28 Aralık 2013 Cumartesi

SÖYLEMEK

Dilinde dururda diyemezsen.. Yutamazsın.. Boğazında durur..
Düğüm olur..
Yumru olur..
Oturur kalır..
Fısıldamak rahatlatmaz
Haykırmak gerek sıkıntıları, boşluğa doğru…
Boşluğa doğru..
Çünkü boş ver boşluğa yolla her şeyi..
Bilmiyorsan bile

En kısa zamanda öğren boş vermeyi...

27 Aralık 2013 Cuma

UZAKLAŞMAK

Kapıyı kapatıp çıkıyorum.. Bir yol uzuyor önümde.. Seçenek yok sadece yol var.. Hızlı adımlar atıyorum önceleri ve kaçarcasına uzaklaşıyorum.. sonra yavaşlıyor adımlar.. küçülüyor yavaşça.. hem adımlar hem geride kalanlar.. duruyorum bir yerde.. etraf yabancı.. o kadar yürümüşüm ki aynada gördüğüm bile yabancı.. uzaklaşmak bu olsa gerek diye düşünüyorum.. düşünürken görüyorum ki bu düşüncelerde yabancı.. bağırıyorum boşluğa -burası neresi.. ağzımdan çıkan ses yabancı.. anlıyorum ki bu ben değilim bana ait değil hiç bir şey.. ne kadar uzağım bilmiyorum.. ne geçen zaman belli ne dönüş yolu.. bu sefer kapatacak bir kapı yok.. haliyle açık kalanda.. ve devam ediyorum yürümeye.. yok olana kadar gidiyorum.. nereye kadar vardığımı bilmeden yok oluyorum.. artık  ben yoksam sen nasıl var olabilirsin.. peki yok olmak için mi yok etmek için mi gitmiştim.. sen de ben de yokken yokluğun nesi sorgulanır ki...

22 Aralık 2013 Pazar

Sarhoş - ayaz - kalp - son

Gecenin sarhoşuyum
Ayaklarını sendeleyerek yolda yürüyen..
Kaç tane içtiğimi
Neden içtiğimi unutarak..
Uyuşmuş düşüncelere dalan..

Gecenin ayazıyım
Değdiğimde ellerini acıtıp içini titreten..
Karanlığı sarıp..
Sabaha uzanan..
Güneşi görüpte kaybolan..

Kırık bir kalbim
Öylesine atan, kendini atıyor sanan..
Ortasından ok geçirilip
Otobüs camlarında kalan...

Bir sonum ben
Hikayelere kitaplara senaryolara yazılan..
Bazen mutlu...
Bazen mutlu gibi olan..
Fakat çoğu şairin şirinde..
Hiç var olmayan
Bir sonum ben
İçinde birazcık sen kalan..




Vakit öldürmek mi !!!

Bazı zamanlar vakit öldürüyorum deriz..
Aslında bizi öldüren zamandır..
Farkında değil miyiz..
Bizi her seferinde yenen zamana.. Kinimizden mi?
Bu söylemlerimiz...

18 Aralık 2013 Çarşamba

Sandığım gibi

Söyleyemediklerinde buldum kendimi..
Bildiğim gibi değil, sandığım gibi..
Sen kadar ben bildim seni
Ben kadar sen diye avuttum kalbimi..
Sussam dışa,
Aşka sussam
İçim daha gür bağırır..
Sustum sanar sandığım gibi yaşarım...

Kamil ÇELİK (yazar)-sa) NASİHAT

Kahpelik olmuş bi dünya markası
İnsanların önü olmuş arkası
Paran varsa yanındadır taklacısı yalakası
Düşmeye gör, önce dostun satar daha gelmeden dakikası...

                   Kamil ÇELİK

16 Aralık 2013 Pazartesi

Cep

Ceplerimi boşaltıyordum geçen akşam...
Hasret çıktı ceplerimden..
Eski bir özlem..
Nasıl durmuştu ki cebimde
Delikti o cep
Düşmesi gerekti..
Demek ki bu hasret
Cepteki delikten geçmeyecek kadar büyükmüş..

Zamanında atmak gerek bazı şeyleri...
Bu saklamaklar..
Bu saklanmaklar niye..

Neden bu saçmalıklar..

Geleceğe varmaya çalışırken
Anlamadan dönersin maziye...

14 Aralık 2013 Cumartesi

Kalp dediğin

Unutuyormuyuz bazen..
Sol yanımızı..
Yokmuş gibi davranıyor çoğu zaman..
Bir kaç melodi canlandırıyor o da ara sıra..

Uyutuyormuyuz bazen..
Sol yanımızı..

Zaten derin uykuya ne kaldı..
Ömür dediğin nedir ki..
Başladığı için bitmiş zaten..
Sol yanımızı da uyutuyorsak daha uyumamışken..
Hiç yaşamamış sayalım kendimizi..

Kalp dediğin..
Yerini belli edecek..
Ben buradayım diyecek..
Sen ben buradayım demezsen eğer..
Uyur sol yanım..
Erken başlar derin uykum..
Sonsuz yolculuğum..
Yarın ı kim bilir..
Dün den daha güzel geçecek bugünlere selam olsun uyumasın sol yanımız..

5 Aralık 2013 Perşembe

Pahalı hayat !!!!

Hayat pahalılığından yakınır dururuz. Aslında biraz düşünsek bu pahalılıkta ne kadar katkımız olduğunu anlayabiliriz. Müdahale edilebilir durumlar elbet var. Tabi müdahale edemeyeceklerimiz de var. Başlıca sebep hazır tüketmek veya düşüncesiz tüketmek.
Üretim konusunda ne kadar çabamız var.:!!??
Tam bir araştırma yapılsa örneklenebilir bir sürü konu ortaya çıkar.
Bu gün beni düşündüren 200gr badem içinin fiyatı 5 tl 200gr kabak çekirdeğinin fiyatı 2 tl.
Bu konu kesinlikle tartışmaya açıktır.
Şimdi herkesin  bahçesinde bir badem ağacı olsa kim 5 tl verip alır o bademi..
Eskiden benim köyümde tarlalarca kabak ekilirdi.. Şimdi öyle bir şey yok..
Ve sen kabak çekirdeği yiyeceksen 2 tl vereceksin...
Belki 10 tl de verirsin tabi yersen!!
Şimdi elbet bazıları diyecekler badem ekecek bahçemiz, kabak ekecek tarlamız var da biz ekmiyoruz
sanki. O yüzden tartışmaya açıktır. Ama üretmiyoruz sadece tüketiyoruz..
Üretim azaldıkça ürün ne olursa olsun sana dayatılan fiyattan almak zorundasın.
Tabi yersen!!!!
PAHALI HAYAT..


                                                                                                                             Yasin ORAS

2 Aralık 2013 Pazartesi

#BirİhtimaleBirÖmür

Ne durdukça bildim ben sonumu
Ne de kaçtıkça anladım yorulduğumu..
Fırça darbesi değildi hayatın vurdukları
Resmetmiyordu bizi
Ağır tokatlardı birbiri ardına inen..
Sesini soluğunu kesen..
İstemekti sadece elden gelen
Ve çoğu kez neyi istediğine karar vermeden..
Yanlış duraklarda bekliyor bazen insan
Yanlış olduğuna inanmadan..
Farklı yönlere giden iki farklı insan
Ben sadece bir tek şey istedim
Doğru ile yanlışı kıyaslamadan..

18 Kasım 2013 Pazartesi

PARA İLE SATILMAZ

Saklı kelimeler yeşeriyor ayın ışığı süzülürken penceremden..
boğazımda düğümlenen ne varsa çözülüyor bitmez hasretleri kalbime işlerken..
imkansıza yolculuk imkanlar dahilinde..
Bu yolda yürüyen asla yorulmaz....
Cebimde birkaç hüzün parçası ile mutluluk satın almaya çalışıyorum..
Üzerindeki yazı..
PARA İLE SATILMAZ...
    

                                         Yasin ORAS

15 Kasım 2013 Cuma

Kime göre

Bazı zamanlar bir kaç beden büyük gelir hayat. Yaşamak yaşananlar bir kaç beden büyük gelir işte...
Seneyede giyeriz tamam...
İyi hoşta, güzel zamanları giysek seneye... Mutsuz zamanlar kaybolsa bir anda..
Mutsuz zamanlar demişken, hayata gülen gözlerle bakanlara uzak kalsın mutsuzluk.. Öyle uzak olsun ki senede bir Gelebilirse gelsin.. Hani hiç gelmesede olur da bilirim gelir o..

14 Kasım 2013 Perşembe

Devam

Yılmadan yorulmadan yeni heyecanlar yeni yıkılmalar yeni beklentiler yeni kaybetmeler ile devam eder hayat. Eskiyen günler maziye, gelecek günler hayallere bugün aldığımız nefese...
Böyle pay edilir hayat üç eşit parça ile..

5 Ekim 2013 Cumartesi

DAN BROWN

İlk okuldan beri kitap okumanın anlam ve önemi her ne kadar anlatılsada bir türlü sevip alışamamıştım. Köyde olduğumuz için gezici kütüphane gelir kitaplarımızı ordan alır ve çoğu arkadaşımla okumuş gibi yapardık. Bu bir eğlence gibiydi. Üniversite döneminde açılan kitap sergisinde 20 küsür kitaplık türkiyenin yakın tarihi kitap setini o zamanın parasıyla 3 ay harçlık yapabileceğim bir fiyatla almıştım. Malesef onlar da sadece sahip olduğum kitaplar olarak kitaplığımdaki yerini aldı. İçlerinden Nutuk, Türk siyasi tarihi, gizli ordular, Ermeni sorunu sadece biraz göz gezdirdiklerimdi. Nerden adığımı hatırlamadığım Marlo morgan ın SONSUZLUĞUN MESAJI adlı kitabı hakkını vererek okuduğum ilk kitaptır. Tolstoy un DİRİLİŞ adlı kitabını okumaya niyetlemsemde 3 defa başlayıp aynı yerde bir şekilde okumaktan vazgeçtim ve hala okumak niyetindeyim. Dan Brown un DİJİTAL KALE si gerçekten benim için  mükemmeldi. Kitabın kapağını açıp 350 sayfasını heyecanla sanki film izlermiş gibi okuduğumu asla unutamam ve ikinci gece geri kalanını okuyup bitirmiştim. Bir hafta öncede kitapçının vitrininde Dan Brown un son kitabı CEHENNEM i gördüm 5 gecede heyecanla okudum. Sanki kitap okumuyor film izliyorum. Şimdi sırada bir önceki kitabı KAYIP SEMBOL var. Ve yazarlarını bilmediğim ABC, 123, AKLINDAN BİRSAYI TUT, OLASILIKSIZ sabırsızlıkla okumayı istediğim kitaplar. Bende kitap sevgisini okuma sevgisini uyandıran DAN BROWN a sonsuz teşekkürler. Okumak güzel şey arkadaşlar. Okuyun...

4 Eylül 2013 Çarşamba

ORTA(doğu)YA KARIŞIK

Belki bizim ülkemizin de vardır hedefleri, bizim bilmediğimiz fakat yıllar sonra ülkemizin hâlâ var oluşunu güçlendirerek destekleyecek hedefler. Ortadoğu'da patlak veren olaylar ülkelerin ateşe atılması yitip giden canlar özgürlük hareketi'mi bunlar. Bilmemne baharı mı? Bence öyle değil bu resmen karanlık bu yok oluş. Düzen bozup düzen sağlayıcı olarak sahneye çıkanların yüzyıllık belki daha uzun zamanının planları. Şimdi yıkım yaparak karşı karşıya getirdiklerine silah satarak yok ederken ceplerinde dolduruyorlar. Sonra özgürlük satacaklar düzen satacaklar. Çünkü güçsüzleştirip teslim alacaklar artık sahne onların...
         Umarım bizim ülkemizin de vardır planları yüzyıllık hedefleri, ülkemizin güçlenerek varoluşunu sürdürecek hedefler en çok ihtiyacımız olan da sıranın bize geldiğini görerek kendi kanımızda boğulmamızı engelleyecek planlar..
           Şahsi fikrim içsavaşta olan ülkelere müdahale etmek yerine onları karıştıran güçleri yok etmektir.... Sonrasında zaten kargaşa biter ya da en azından yenisi başlamaz...

31 Ağustos 2013 Cumartesi

SIFATLAR BEDAVA


       Hep bir sıfatımız oldu. Dünyaya gelince BEBEK az büyünce ÇOCUK okula gidince ÖĞRENCİ dersler kötüyse TEMBEL askere gidince ASKER işe girince PERSONEL iş bulamayınca İŞSİZ eylem yapınca ÇAPULCU yaşlanınca İHTİYAR ölünce CESET.


Biri gelip çıkartana kadar genel sıfatımız İNSAN


Yukarıda daha yazmadığım bir sürü sıfat var :

Abi abla arkaş yeğen kuzen sevgili eş dayı amca hala bacanak kayınço elti gelin kaynana görümce damat kayınbaba baba dede nine vs. vs.
Bu sıfatlar bedava... Zamanla kazanırsın.. Ve birileri için farklı sıfatlarda anılır hatırlanırsın...

1 eylül hikayesi

Kaybettiklerimde, kazandıklarımda oldu. Unuttuklarım ve unutulduklarım.. Düşününce gülümseten de.. Derin bir of çektiren de... Alacak nefeslerimiz bitinceye kadar ödüyüyoruz ömür borcumuzu.. Yanımızda olanında olmayanında, seveninde söveninde canı sağolsun... Geride bıraktığım 27 yıla sığan herkes.. İyiki vardınız.. İyiki varsınız...
28. yıl hayırlı olsun

24 Ağustos 2013 Cumartesi

yeni umutlar

Buraya yazmak için biraz geç kaldım yine de yazıyorum. 13 ağustos çarşamba günü eşim dünyanın en güzel haberini verdi. Rabbim nasip ederse baba oluyorum. O andan itibaren hayata bakışım hayallerim tamamen değişti. Rüyalarım değişti. İki gün öncede kalp atışlarını dinledik. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Rabbim bu duyguyu herkese yaşatsın inşallah. 

15 Temmuz 2013 Pazartesi

hayata dair..

Hiç bitmeyen hikayeler vardır. Hiç değişmeyen renkler. Kırılmayı da yeşermeyi de bekleyen umutlar. Solmaya yüz tutmuş çiçeklere bile bir umutla vermek can suyunu. Garantisi yokken bir saniye sonrasının hep yarına bırakmak sevgileri sevmeleri değerleri. Yarın ben yokum sen yoksun biz yokuz. Biz bugün varken önemli dünya hayat anlamlı. Yeri geldimi saniyelere bile sığdırmalı en değerli anları. Ufacık bir kar tanesiydi kirpiğimde duran, ufacık bir yağmur damlasıydı cama vuran. Yanlış zamanlardı kalpte sızlayan. Yasaklanmaktı, sınırlanmaktı ve uzanmaktı çok ötelere temiz düşlerle. Rüyaların zihnimizden esirgendiği gecelerdi yalnızlık. Hiç bilmeden habersiz olmaktı çaresizlik. Hep hayata sormaktı, hep yanıtsız kalmaktı. Bilmekti bazen eğen, deviren, geberten. Bazende yücelten mutlu eden. Bilmek istediğini, bilmek gibisi yok. Sandığın gibi sandığımız gibi. Hayra yorulan rüyalar, hayra yorulan olaylar, her işte bir hayır vardırın tohumlarıydı zamanlarımıza ektiğimiz. Ve sonrasında da  mahsulünü biçtiğimiz. Hatırda kalmaktır unutulmamak. Hatırlar kayboluncaya kadar hatırında kaldığımız son insan yok oluncaya kadar unutulmak yok.

11 Temmuz 2013 Perşembe

YAP-BOZ


Hiçbir karanlık hiçbir renk hiçbir ses hiçbir acı hiçbir tatlı...
Değil o kıyı, değil o dalgaların dövdüğü sahil...
SUS-lara bürünmeye hazır bir ömür... çırpınır, kanatları kırık gönül kuşu gibi... sır saklayamam
sırrım sen olunca... mürekkebi yakışmaz,  kötü sözler  yazar kağıda değen kalemim....
aklım bilmez, gönlüm düşünür... hiç haddi değilken.... bir kereliğine... GECE.. belki güneşe inat
karanlıkta kalmayı seçebilir..aklından düşmeyi geçirerek ama belki düşmem umuduyla
uçurum kenarında yürümek.. bu saçma nefes alış verişleri esnasında adına 
yaşamak dedikleri ve sahibini hiç memnun etmeyen gereksiz düşler üreten zihin oyunları.
barçalarını doğru birleştiremediğim bir yapbozda BOZ kısmını sana YAP-amayan kısmı bana
böyle paylaştık biz hayatı....
hepsi bukadardı.......


                                    Yasin ORAS

10 Temmuz 2013 Çarşamba

den hali

Yalın hali vardı aşkların en saf haliyle bildliğimiz. En önemli hallerindendi yalın hali. 2. Önemli hal ise den haliydi de halini çoktan yok ettiğini gösteriyordu ki herşey mişli geçmiş zamanın hikayesine gömülmüş bulunmaktaydı.  Den haline geldiğinde tüm haller halsizleşip yığılır yere tansiyon fırlar kurtulabilmek mucize.

9 Temmuz 2013 Salı

zamana karışmak

Bizi uzaklara alıp götüren şarkılar başkalarında da aynı etkiyi yapacak diye bir şey yok. Farklıdır herkesin notası. Herkesin güldüğü yerde ağlayan, herkesin ağladığı yerde gülebilen birileri vardır mutlaka. Farklılıklarımız sayesinde tamamlarız hep birbirimizi. Tek telden çalmaz ki hayat. Farklıdır herkesin notası. Hani şu çalan şarkılarda uzaklara gidebilmek var ya zamanda yolculuk yapmak yani zamana karışmak. Gözlerimizin daldığı yerden dünyada kaybolmak ve aynı yerde bulunmak. Elbet bir gün o gözlerimizin daldığı yerden çok uzaklara gidip bir daha hiç dönmeyeceğiz....

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Günün anlam ve önemi.......

Hayatımız bazen ışıltılı bir sahne, bazen viran terk edilmiş bir ev. Her günü her anı doyasıya yaşamak gerek. Genelde geleni gideni bitmez, sürekli değişir etrafımızdakiler. Kimisi varlığıyla, kimisi kalbiyle, düşleriyle yanımızdadır. Bu insanları bazen kazanır, bazen kaybederiz. Kimisi çok yakar içimizi. bazen de ruhumuz bile duymaz kimisinin gidişini. Kimisi dağıtır gider her yeri. Kimisi derli toplu bırakır, sanki bir süre sonra tekrar dönecekmiş gibi. Bazen mecburidir ayrılıklar, yanımızdan sessizce alır onu bize veren. Ve ölümle tanışırız. Anılarla ışık tutar geçmişimize sevdiklerimizi karanlıkta bırakmayız. Unutmak kelimesi kimsenin müfredatına giremez bence. Çünkü  ufacık bir tını ufacık bir his yeter geçmişi gözlerinin önüne sermeye. Unutmak tekrar hatırlayıncaya kadardır. Tekrar hatırlayıncaya kadar unuttuğum her ne varsa saygılar....... 

23 Haziran 2013 Pazar

sana diyorum sana

şu an bu yazıyı atarken bu güne kadar bloguma bakanların sayısı 2017 bu sayı her gün artmakta yalnııııııız bi tepki verin yahu var mı öyle bakıp kaçmak

11 Haziran 2013 Salı

HİÇ HESAPTA YOKKEN

Genellikle hiç hesapta yokken olur her şey. Bence bunun sebebi de yine genellikle hayatın hesaba uygun hareket etmemesidir. Hiç hesapta olmayan durumlar çıkar ortaya. Hiç hesapta yokken biri çıkar karşına, hiç hesapta yokken aşık olursun bir anda, hiç hesapta yokken gider bir anlam kalmaz hayatında. Hiç hesapta yokken mutluda olur insan ama hiç hesapta yokken ölmek var ya ölmek en çok o koyacak.

29 Nisan 2013 Pazartesi

bence

28 Nisan 2013 Pazar

bence

hiç kimse insanın kendisinden daha değerli olamaz çünkü biz başkaları için bir hiçsek o zaten HİÇ tir.

25 Nisan 2013 Perşembe

merhaba bu yazıyı okuyan arkadaşım

mesela bu blog a bakıyorsun ama benim senden haberim yok sen benim duygularımı okuyorsun ben senin ne hissettiğini bilmiyorum en azından bir yorum bıraksan bende bilsem harbi sevinirim amaaaaaaaa yinede sen bilirsin :)) teşekkürler...

8 Nisan 2013 Pazartesi

bakışlar

Sadece kelimeler mi anlatır derdimizi yada sözcükler mi? Öyle tanı ki beni ve öyle bileyim ki seni, sadece birbirimize bakalım ve yetsin. Saatlerce konuşmuş gibi. Sayfalarca yazmış-okumuş gibi. Birbirimize öyle bir bakalım ki yetsin. Kimse anlayamaz bizi fakat herkes anlatabilir bildiği gibi. Kimsenin anlamasını beklemeden anlayabilmek için kendimizi, birbirimize sadece bakalım. Görmesek de gördük sanalım gerekirse yanalım ama iyi anlayalım. birbirimize öyle bir bakalım o an olsun dünyada sadece o an kalbinin kalbime değdiği ve sadece ikimizin bildiği. Birbirimize sadece bakalım ve anlayalım.......




                                                                               Yasin ORAS

30 Mart 2013 Cumartesi

her gün yeni sayfalarını yazıyoruz hayat kitabımızın
şimdi bu güne ne yazacağını iyi düşün
kitap bittiğinde baştan sona okutacaklar 
o yüzden noktasına virgülüne dikkat

4 Mart 2013 Pazartesi

27 Şubat 2013 Çarşamba

Bu hayata bir defa geldik ve bazı seçimlerimiz için ikinci bir şansımız olmayabilir her zaman işler yolunda gitmeyebilir ama doğru seçimler yaparsak mutluluğu yakalayabiliriz. tabi ki şansta gerekli ama en fazla ne kadar şanslı olunabilir ki

16 Şubat 2013 Cumartesi

ortaya karışık

sakıncası yoksa benimde birkaç sözüm var hey hayat biliyorum bizim ne haddimize burda son söz ver her söz hep sana ait sen söylicen biz dinlicez ses çıkarmadan yaşıcaz yok öyle bozuk düzene dilsiz kalamam bende söylerim yinede senin sözün geçer hey hayat ama bende derim diyeceğimi esirgemem.
sustuğum yerler oluyor elbet içim kan ağlarken o da hiç bir şeyin değişmeyeceğini bildiğimden.
inanıyorsam eğer ve eminsem bildiklerimin doğruluğundan ölsem dahi susturamazlar susmam.

13 Şubat 2013 Çarşamba

iyi geceler dünya

9 Şubat 2013 Cumartesi

YAZILAMAYAN ŞİİRLER MEZARLIĞI

Söyleyemediklerin durur gözlerinde
Parçalanır bazen damlar
ve ıslanır kirpiklerin
Derin sancıların vurur sözlerine
Bir şarkı mırıldanır dağıtırsın efkarını
İlhamla dolarsın bazı zamanlar
Şiirler sözler birikir kalemine
Yakalayabildiklerini yazarsın dökersin kağıda
Geçip gidenler YAZILAMAYAN ŞİİRLER MEZARLIĞINDA.......

7 Şubat 2013 Perşembe

kısa kısa


akan her saniyede gidiyorsun gençliğim biliyorum bir daha hiç gelmeyeceksin gelmeyecek olan onca şey gibi ne yaşadıysak o işte o kadar hayat. ellerimizde kalanlar değil yaptıklarımız birde yapmadıklarımız bize kalan. biraz pişman ve genellikle zamana düşman. malubuyuz çünkü herşey gibi yenileceğiz zamana. yaşadığım ve yaşayacağım ne varsa saygılarımla.......
yeri geldi bulutların üstüne çıkardık hayallarimizi yeri geldi sularda yüzdürdük derin sularda. Pamuk helvalar elma şekerleri oldu elimizden düşmeyen. Karlı soğuklarada güzel bahar sabahlarınada uyandı gözlerimiz. Kimbilir nerelerde gezmişiz. hayallerin sertse kıralabilir. keskinse acıtabilir esnekse eğilir bükülür fakat kimse yok edemez. bir hayali ancak kim kurduysa o yok edebilir. Kimse kurduğunuz hayallere dokunmasın ben hayallerimi çok yüksek biyerden gökyüzüne salacağım ve sonra gidip asıl ben i bulacağım belki uzakta belki yakında.......

3 Şubat 2013 Pazar

sadece bir şiiir


ne derdin var diye sorma 
derdim sensin
bu dert güzel dert
ömür boyu çekilesi dert
rabbim başka dert vermesin
boşluktur arkadaşım yokluktur sırdaşım
birbaşına kalmışlığımdır bilinmeyen
yaşlarımdır gizli gizli herkesten habersiz süzülen
merhamet eylemesende olur eyy yar
alıştım ve kabullendim...
sızlayabilir yüreğim
çalan şarkılarda
sessiz yankılarda
uzun bir ömürde
evet
hasret olabilir gözlerim
o kahve gözlerine
ben aşığım ben sevdalı
ben derdimle varım
dertsizliğim 
sen

2 Şubat 2013 Cumartesi

alınganlık

anlamadan dinlemeden söylenilen her söze alınmak sedece kendimizi üzmeye yarar

1 Şubat 2013 Cuma

sadece bir şiir (sensizliğim)


ben en iyi sensizliği bilirim 
senli günlerim olmadı benim
sensiz nefes almayı
sensiz dolaşmayı 
sensiz uyumayı
sensiz uyanmayı
sensiz mehtabı, yıldızları
sensiz izlemeyi yakomozları
sensiz kırçiçekleri toplamayı
sensiz güller koklamayı
sensiz sofralar kurup
sana aç kalmayı
sensiz ağlamayı 
sensiz gülmeyi
sensiz çocukluğumu
sensiz gençliğimi 
sensiz adamlığımı
sensiz yaşlanacağımı
sensiz senle dertleşmeyi bilirim 4 duvar arasında
ben en iyi sensizliği bilirim senli günlerim olmadı hiç benim
hadi meleğim hazırmısın diyemedim evimden çıkarken
meleğim eve geç kalıcam diye arayamadım
ben en iyi sensizliği bilirim
en zor anlarımda ellerini tutamamak
sana dokunamamak
seni hissedememek nedir onu bilirim
ben en iyi sensizliği bilirim
pat diye çıkar karşıma durmadan
artık yabancı değil, okadar tanık
bu bildiğim sensizlik 
boşluk
çaresizlik
hiçlik
ben en iyi sensizliği bilirim
yabancı kalır yanında
en eski dostlar bile
bilseler tavır yaparlar belkide
sensizlik okadar eski içimde
ben en iyi sensizliği bilirim 
ışıkları sönünce şehrimin 
ben en iyi sensizliği bilirim 
ortasında kalınca çaresiz gecelerin
ben en iyi sensizliği bilirim
sen bir an bile eksik olmazken yanı başımdan
durup düşünmüyorumki
durmadan düşünüyorum
sürekli yanımda duruyor 
hep bana bakıyor
gülümsüyorsun
sensizliğim
hayatım 
ömrüm,
senle dolu
her anım
ben en iyi sensizliği bilirim 
bir an olsun seni yanımdan eksik etmedim meleğim  
   
                                                                       Yasin ORAS

30 Ocak 2013 Çarşamba

deşme derdimi

Neden ben? hep bu soruyu sorarız başımıza kötü olaylar geldikçe. O an sanılır ki sadece canı yanan biziz. Canı yanan o kadar çok insan var ki etrafta biz ne görmesini ne bakmasını biliyoruz. Her zaman halimize şükür edelim. Unutmayalım
beterin beteri var.

7 nokta

....... Yükle istediğin anlamı Sadece ben bilirim orada yazanı

Bence Böyle

Kaç mevsim bir umudun peşinden koşabilir insan. Kaç yılı harcayabilir inandığı şeyler uğruna. Bir hayatı yok etmeyi göze alabilir mi? ve bir daha yeniden bu dünyaya gelme ihtimali sıfırken. Uyanılan hangi sabahın doğru sabah olduğunu, hangi zamanın beklenen an olduğunu bilemeyince önceden, umutlar doğuyor kendiliğinden. Kendinizi adadığınız ne varsa uğrunda hayatınızı harcamanız dileğimle saygılar. (bu bir iyi dilektir, amaçsız geçecekse bir ömür, insan boşa doğar boşa ölür)

28 Ocak 2013 Pazartesi

27 Ocak 2013 Pazar

KAR

Bu sabaha uyanıp pencereden baktığımda yine o çocukluk heyecanımı yaşadım. Dışarısı bembeyaz olmuştu kırklareli de 3 yıl aradan sonra böyle güzel karyağdı. Tabi dolaşarak hemen bu güzelliğin tadını çıkardım. Şu hayatta en çok sevdiğim şeylerden birisidir karda dolaşmak. yaşımız gereği ciddi takılsak ta kar çocukmuşuz gibi hissettiriyor kendimizi. Hemen kartopu yapıyoruz yollarda kaymaya çalışıyoruz eğleniyoruz işte. Çocukken böyle karlı havalarda sabah çıkıtımı evden donana kadar girmezdik eve. sonrada soğuktan şişmiş uyuşmuş ellerimizi sobada ısıtmaya çalışırken ağladığımız bile olurdu. evet karda dolaşmak gezinmek eğlenceli ve çok zevkli. bide hayatın kötü yanları var. Bu havalarda yüce rabbim evsiz barksız sokakta olanların yakaçağı yiyeceği olmayanların yadımcısı olsun. Kalpleriniz Kar gibi beyaz ve temiz kalsın.

24 Ocak 2013 Perşembe



15 Ocak 2013 Salı

FENERBAHÇEM



Herşeyin herkesin bir hikayesi vardır. Bu hikaye benim FENEBAHÇE aşkım. Sanırım 4-5 yaşlarındaydım babamın başında bir bere vardı çok iyi hatırlıyorum. Bu hangi takım dedim babam FENERBAHÇE dedi. İşte o günden beridir ben FENEBAHÇE liyim. Hani birinin kandırmasıyla tutmadım FENERBAHÇE yi. O berede gördüğüm renklere vuruldum ben. Bu sarı lacivert sevda bambaşka. Bugün 27 yaşındayım hani silemezler ya tarihten ki olsa öyle bişey yinede fenerbahçeliyim. Sonsuza kadar yaşa FENERBAHÇE 

14 Ocak 2013 Pazartesi

yazmak

Düşünmek gibi yazmak ta insanı özgür kılar . Yazmak düşünmenin ilerisidir. düşündüklerimizi paylaşmanın en etkili yolu yazmaktır. Düşünceler anlatılarakta paylaşılabilir ama en etkili yolu yine örnekliyorum Söz Uçar Yazı Kalır.

8 Ocak 2013 Salı

işler güçler den bi sahne

''Kardeşim, işte ne olursa olsun gene de özlüyor insan.
Hiç nefesini boş yere yorma Ahmet'im.
Neyini özlüyorum, Niye özlüyorum bilmiyorum ki, özlüyorum iste.
Hanı her hafta halı saha maçında yenilip, ertesi hafta gene o sahaya çıkmaya benziyor benimkisi.
Ben, ya oyunun kendisini seviyorum ya da maçı kaybetmeye o kadar çok alışmışım ki koymuyor artık.
Giden gidiyor ya kardeşim, sen zannediyor musun ki kalan kalabiliyor?
İlk o gidiyor lan. Gitme demiyon ya, ilk o gidiyor lan. 

"parça parça olmuş gönlüm 
kırılmış bir kadeh gibi yerde"

Nerede ne yapıyorlar acaba sevdiklerimiz, sevgililerimiz?
Onlar da bizim için "ne yapıyordur acaba" diyorlar mıdır lan?
Mutlulardır heralde.
Onlar mutlu olsunlar da.
Varlığımızla mutlu olamayanlar, yokluğumuzla mutlu olsunlar ki bi' sike yarasın gidişimiz.

"içkimizi hatırladım yan yana aynı masada
şimdi ne yapar kim bilir 
hangi yerlerde dolaşır aaa"

Murat.. 

Yaşanan onca şeye, 
Pay edilen ekmeğe, 
Birlikte ilk defa dinlenen şarkılara,
Ceptekini üleştirmeye,
Başlı kıçlı yatmalara,
Damı akan odalarda kurulan hayallere,
İlk aşklara,
İlk reddedilişlere,
Salondaki çekyatta yattığımız eş dost gezmelerine,
Sırf ucuz olsun diye yediğimiz ketçaplı pilavlara lan,
Yoklukta içtiğimiz mantarı hep içine düşen şişesinden ucuz şaraplara,
Kaçak binilen trenlere,
Esnaf lokantalarına,
Görüşmediğimiz arkadaşlara,
Ayrıldığımız sevgililere,
Alayına isyan değil işte kardeşim, alayının şerefine içiyoruz lan! ''
Şerefe!        

(((((((bu sahneyi izlemek isteyen link i tıklasın tavsiye ederim)))))

http://www.youtube.com/watch?v=KgBBUk9-OqM

7 Ocak 2013 Pazartesi

sadece bir şiir


yoktu aklımdan bir zorum 
zorum sevmekti 
zordu ve beni çok yordu
dokunulmazdı kordu yüreğim
bir gün gittin durdu 
durdu kalbim
şimdi toprak yerim
şimdi yerim derin
fakat içim serin
kalbim enson senin
mümkünse bana çocukluğumu verin
mümkünse sadece gidin
ben nasıl gittimse
yüzün asık olsa bile
benim için 
içinden gülümse 
gülümse benim bahçemde
biten
dalında olacak tabi diken
bu ateş herşeyi 
eritirken
nasıl bukadar soğuksun
soğuksun çünkü
yoksun
yoksun çünkü
seni sevgiye doyurdum
yoksun çünkü toksun
şimdi herkez sussun 
sadece içinden kendiyle
konuşsun
bil istedim
sonsun                                    
                                                                   Yasin ORAS

duygular


Biz nekadar yaşlanırsak yaşlanalım içimizdeki duygular hep genç kalacak
eskir herşey ama varmıdırki gerçek bir aşığa aşkın son kullanma tarihi
seni seviyorum demek her dilde farklıdır ama sevgiyle bakan göz dünyanın
her yerinde tanınır.ağlamak gibi gülmekte, hüzün gibi neşede her dilde
aynıdır işte. hasret özlem pişmanlık yaşlanırmı ki onlar yaşlanan biziz
duygular hep genç kalacak. Bi söz yazdım az önce
Ve gece yine çöktün tüm dertlere sitem etmiyorum sana güneş umuda doğsun diye

6 Ocak 2013 Pazar

KIRKLARELİ


KIRKLARELİ
          Buralı olduğumdanmıdır bilmem Kırklareli yi çok seviyorum. Başka şehirlere gidip geri geldiğimde oh be diyorum evimdeyim. Öyle bi yer ki burası yolda gördüğünüz insanla aynı gün 2-3 kez karşılaşabilirsiniz. Gecenin kaçı olursa olsun sokaklarında rahatça yürüyebilirsiniz. Fakat şöyle bi sıkıntı var, Twitter da Kırklareli hakkında kötü yorumlara hatta küfürlere rastladıkça sinirleniyorum. Çoğuna tepkiyle karşılık veriyorum ama bu ne kadar yeterli bilmiyorum. Anlam veremediğim nokta hem buradan nefret ediyorlar hem de hala buradalar. Bence bu şerefsizlikten başka bir şey olamaz. Beğenmeyip burada okuyorsun, beğenmeyip burada çalışıyorsun afedersiniz ama buna yediğin kaba pislemek denir. Bu Kırklareliden hazetmeyen arkadaşlar defolup gitsinler ama nerde sözüm ona silah zoruyla tutuyorlar sanki. Evet büyük şehirlerde yaşayıp buraya gelince sıkıcı olabilir, sıkılıcaksan gelmiceksin kardeşim. İyi ki Kırklareliliyim burayı seviyorum sevmeyenede tek ricam DEFOLUN

4 Ocak 2013 Cuma

KON TİKİ


Bu akşam seyrettiğim bir film KON-TİKİ ve öğrendim ki gerçek bi olaymış 1947 de
Thor Heyerdahl ağaçtan yaptıkları salda 5 arkadaşıyla okyanusu 101 günde geçmiş
şimdi bu adam inandığı bir şeyi kanıtlamak uğruna ağaçtan yaptığı biR sal ile 
okyanusa açılıyor ve sadece akıntıyı kullanıyor tamamen delilik
işte bize imkansız gelen herşeye cevabımız delilik yada saçmalık
mesele inanmak arkadaşlar sadece inanmak niye demişler sanıyorsunuz
inanmak başarmanın yarısıdır

1 Ocak 2013 Salı

Asla vazgeçme


belki kapısına kadar dayanmışsındır şansın bir adım kala dönmüşsen nerden bileceksin ki 
nekadar sabretmen gerektiğini. vazgeçince asla bilemezsin ....-nekadar sabretmek gerektiğini öğrenenler; vazgeçmeyenlerdir-....
yıkılmak kolaydır kendini salıverirsin olur biter ama ayakta durabilmek zor olan budur işte hani derler ya zor oyunu bozar diye
işte bundandır tüm vazgeçişler